Vitray Sanatı

VİTRAY
Günümüzde çok yaygın olarak, evlerde, otellerde, fabrikalarda, yemek ve oyun salonlarında, camilerde ve bunun gibi birçok mekanda çok amaçlı kullanılan bir sanat tekniği olan vitraya, kısaca cam resmi diyebiliriz.



VİTRAY NEDİR?
Vitray sanatı gün ışığı ile doğan ve yine onun az ve çokluğu ile değişimler kazanan bir ışıklı resim sanatıdır.
Vitrayın diğer resim sanatlarından ayrı olan yönü onu diğerlerinden üstün kılan tarafı aynı kalmayışı, ışık değişimleriyle, ya da ışığa etki eden elemanların değişimiyle değişik özellikler kazanmasıdır.
Bir ışığın azalıp çoğalması ve bulutların hareketi, hatta vitrayın arkasında bulunan ağaçların dal ve yapraklarının veya başka cisimlerin hareketi cam üzerinde değişik renk ve gölgeler meydana getirir.
Yakın yüzyıla kadar vitray sanatı doğal ışıktan yararlanmıştır. Teknikteki ilerlemelere paralel olarak değişik kaynaklarda, özellikle elektrik ışığı vitrayın ışık kaynağı olmasını sağlamıştır.
Ayrıca hiç doğal ışık olmayan yerlerde de vitray kullanılmıştır.

VİTRAY NEREDE VE NE ZAMAN DOĞMUŞ VE NASIL BİR GELİŞİM GÖSTERMİŞTİR?
Vitray sanatının doğuşu, ana maddesi olan camın icadıyla yakından ilgilidir.
Cam insanlar tarafından taş devrinde kullanılmaya başlamıştır. Bunlar volkanik olaylar sonucu meydana gelen doğal (tabii) camlardır.
İlk cam yapımı üfleme aletinin icadıyla Mısır'da başlamıştır. Bu teknik daha sonraları Finike, Yunanistan ve Romalılar tarafından kullanıldı. Roma'da yapılan kazılar Vitrayın M.S. I. yüzyıldan beri yapılmakta olduğunu ortaya koymuştur.
Vitray VII. yüzyılda Araplar, daha sonra da Türkler tarafından kullanılarak sanat değeri yüksek örnekler ortaya konmuştur.
Hıristiyanlık dünyasında sadece dini yapılarda (Kilise, katedral vb.) kullanılan vitray; Türklerde dini yapıların dışında da kendini göstermiş cami, türbe vb. yapılar yanında saray, köşk, kasr, kütüphane ve evlerde bol bol kullanılmıştır.



VİTRAY NERELERDE KULLANILIR?
a) Konutlarda; pencerelerde, aydınlıklarda, oda bölmelerinde, paravanlarda, duvar panolarında, abajurlarda ve kapılarda yer almaktadır.
b) Fabrikalarda; hizmet binalarında, dinlenme-eğlenme tesislerinde, yemek-oyun salonlarında, yönetici, müdür odalarında yer almaktadır.
c) Otellerde; dış mekan ve aydınlatma panolarında, giriş kapılarında, lobilerde, banyo, yemek, eğlence salonlarında, odaların aydınlatma elemanlarında paravanlarda kullanılmıştır.
d) Ayrıca cami, eğlence yerleri, spor salonları, devlet kurum ve dairelerinde, okullarda, sanat galerilerinde istasyon bekleme salonları gibi yerlerde kullanılmaktadır.










 

 

VİTRAY SANATI STAİNED GLASS









VİTRAY DESEN VE ŞABLON ÖRNEKLERİ [ NOT: Siteden bu Şablonları Kopyalayamıyorsunuz. İstediğiniz Şablonu Bana bildirin e.mail adresine göndereyim. Paylaştıkca güzel hayat]
VİTRAY
Günümüzde çok yaygın olarak, evlerde, otellerde, fabrikalarda, yemek ve oyun salonlarında, camilerde ve bunun gibi birçok mekanda çok amaçlı kullanılan bir sanat tekniği olan vitraya, kısaca cam resmi diyebiliriz.



VİTRAY NEDİR?
Vitray sanatı gün ışığı ile doğan ve yine onun az ve çokluğu ile değişimler kazanan bir ışıklı resim sanatıdır.
Vitrayın diğer resim sanatlarından ayrı olan yönü onu diğerlerinden üstün kılan tarafı aynı kalmayışı, ışık değişimleriyle, ya da ışığa etki eden elemanların değişimiyle değişik özellikler kazanmasıdır.
Bir ışığın azalıp çoğalması ve bulutların hareketi, hatta vitrayın arkasında bulunan ağaçların dal ve yapraklarının veya başka cisimlerin hareketi cam üzerinde değişik renk ve gölgeler meydana getirir.
Yakın yüzyıla kadar vitray sanatı doğal ışıktan yararlanmıştır. Teknikteki ilerlemelere paralel olarak değişik kaynaklarda, özellikle elektrik ışığı vitrayın ışık kaynağı olmasını sağlamıştır.
Ayrıca hiç doğal ışık olmayan yerlerde de vitray kullanılmıştır.

VİTRAY NEREDE VE NE ZAMAN DOĞMUŞ VE NASIL BİR GELİŞİM GÖSTERMİŞTİR?
Vitray sanatının doğuşu, ana maddesi olan camın icadıyla yakından ilgilidir.
Cam insanlar tarafından taş devrinde kullanılmaya başlamıştır. Bunlar volkanik olaylar sonucu meydana gelen doğal (tabii) camlardır.
İlk cam yapımı üfleme aletinin icadıyla Mısır'da başlamıştır. Bu teknik daha sonraları Finike, Yunanistan ve Romalılar tarafından kullanıldı. Roma'da yapılan kazılar Vitrayın M.S. I. yüzyıldan beri yapılmakta olduğunu ortaya koymuştur.
Vitray VII. yüzyılda Araplar, daha sonra da Türkler tarafından kullanılarak sanat değeri yüksek örnekler ortaya konmuştur.
Hıristiyanlık dünyasında sadece dini yapılarda (Kilise, katedral vb.) kullanılan vitray; Türklerde dini yapıların dışında da kendini göstermiş cami, türbe vb. yapılar yanında saray, köşk, kasr, kütüphane ve evlerde bol bol kullanılmıştır.



VİTRAY NERELERDE KULLANILIR?
a) Konutlarda; pencerelerde, aydınlıklarda, oda bölmelerinde, paravanlarda, duvar panolarında, abajurlarda ve kapılarda yer almaktadır.
b) Fabrikalarda; hizmet binalarında, dinlenme-eğlenme tesislerinde, yemek-oyun salonlarında, yönetici, müdür odalarında yer almaktadır.
c) Otellerde; dış mekan ve aydınlatma panolarında, giriş kapılarında, lobilerde, banyo, yemek, eğlence salonlarında, odaların aydınlatma elemanlarında paravanlarda kullanılmıştır.
d) Ayrıca cami, eğlence yerleri, spor salonları, devlet kurum ve dairelerinde, okullarda, sanat galerilerinde istasyon bekleme salonları gibi yerlerde kullanılmaktadır.























     Renkli cam parçalarından yapılan yarı saydam pencere süslemesi. Renkli camın mimarîye girişi ve kendine özgü bir sanat oluşturuşuna dair elimizdeki en eski buluntular XII. yy.a aittir. Oysa, renkli camın varlığı ve çeşitli kullanım biçimleri çok eskilere gider.

Türklerin Orta Asya'da yerleştikleri bölgelerde yapılan kazılarda ele geçen cam parçalan, onların bu sanat hakkındaki ileri bilgilerini ve ince kullanım biçimlerini kanıtlayıcı niteliktedir. İran üzerinden Anadolu'ya gelirken Türkler bu sanatı getirdiler ve geliştirdiler. Selçuklu mimarları, Artukoğullarında da görülen ve «şemsiye» denilen cam süslemeleri kullandılar. Fakat Selçukluların son derece incelmiş ve gelişmiş vitray örnekleri, Beyşehir Gölü kıyısındaki Kubadâbâd Sarayı kazılarında ele geçen cam parçaları ve alçı süslemeler vardı.

Osmanlı mimarları ise önce Selçuklu etkisinde çalıştılar, ama sonra kendilerine özgü vitray üslûbunu buldular. Evlerde, cami, medrese, şifahane, saray gibi anıtsal binalarda vitraylar normal pencere dizisinin üstünde oluyordu. «Kafa penceresi» denen bu nakışlı camlar, bitkisel ve geometrik şekillerle nefis bir bezeme biçimi oluşturuyordu. Bu camlardan süzülen ışıklar yapı içinde değişik yansımalar yapıyordu. Osmanlı vitrayının en güzel örnekleri Süleymaniye, Rüstempaşa, Yeni Cami gibi büyük mabetlerde, Topkapı Sarayı, Hünkâr Kasrı v.b. saray, kasır ve yalılardadır.

Hıristiyan sanatında da elde bulunan ilk vitraylar XII. yüzyıldan kalmadır. O zamanlar Roma resim sanatıyla rekabet eden vitray, çok parlak ve gözalıcı renklerde camlarla, perspektifsiz ve kabartısız olarak basit kompozisyonlar halinde yapılıyordu.

Chartres, Vitray Ülkesi

XIII. yüzyılın başlarında Fransa'da Chartres şehri vitray sanatının en büyük merkezi oldu. Chartres Katedrali'nde XII. yüzyıldan kalma renkli birçok pencere camı varsa da bunların çoğu 1200-1240 yılları arasında yapılmıştır. Yapılara elden geldiğince bol ışık sokmak isteyen gotik çağ mimarları pencereleri gittikçe daha büyük yapıyorlardı. Bu yüzden kilise süslemeleri, Roma kiliselerinin iç duvarlarını kaplayan fresklerden değil vitraydan oluşabilirdi.

O devirde renkli cam ustaları, renk düşkünü çağdaşlarının zevkini okşamak için renkleri elden geldiğince çeşitlendirmeğe çalışıyorlardı; bu yüzden Aziz Bernard, perhiz ve çile amacıyla kendi tarikatına giren keşişlerin bundan uzak durmalarını ve renksiz camları yeğ tutmalarını istemişti. Hıristiyan cam ustalarının bu renk araştırma düşkünlüğü biraz da İncil hikâyelerinden gelir. Chartreslı ustaların ustalığı sayesinde Beauce, zamanla bir vitray odağı haline geldi ve vitraycıhk buradan bütün Fransa'ya (Bourges, Paris, Tours, Le Mans, Rouen) ve komşu ülkelere, özellikle İngiltere (Canterbury) ve Almanya'ya yayıldı.

Işık Resmi

XIV. ve XV. yüzyılda vitray değişikliğe uğradı. Renkli pencereler dana büyüdü, camlar daha aydınlık oldu. Gümüş sarısının ve külrenginin baskın olduğu beyaz camlar üstünlük kazandı. Resim gibi vitray da gerçeğe uygunluğu göz önünde bulundurmağa yöneldi. XVI. yüzyılda çoğu oymalı çift kat camlar pek çok değişik tona olanak sağladı. Ama vitray tek cam üstünde renkli bir resim olmağa yöneldi.

XVII. yüzyıldan itibaren bu sanat desenden çok etkilendi. Basit kompozisyonlardan ve az sayıda canlı renklerden oluşan vitray yapma zevki XIX. yüzyılda doğdu. Büyük ressamlar (İngres, Delacroix) modeller yarattılar. Geleneğe dayanan ya da yeni tekniklerden yararlanan vitray böylece anıtsal sanat içindeki yerini aldı.

Camdan Bir Mozaik

Vitray, doğrudan doğruya renkli yapılmış veya sonradan boyanmış yarı saydam camların, kurşun çubuklar, alçı ya da çimento yardımıyla birleştirilmesiyle meydana gelir.

Bu işte kullanılan camlar silis (kum), potas (odun külü) ya da soda (deniz tuzu) yardımıyla elde edilir. Silis erirken maden oksitleri karıştırılarak renklendirilir. Sonra üflenir, soğutulur, sonra yapılacak desene göre kesilir. Henüz sıcak olan cam çift kat yapılabilir: ayrı renkte iki cam levha üst üste yapıştırılır, ortaya çıkan cam gravür izlenimi verir.

Daha önce pişmiş olan cam, camlaşabilen renklerle boyanabilir ve bu takdirde yeniden fırınlanır. Daha sonra cam parçaları birbirine kaynak yapılmış kurşun çubuklarla birleştirilir, ondan sonra hepsi birarada madenî çerçevelere yerleştirilir. Küçük cam parçalarından oluşan bu birleşik bütün, esnek olduğundan vitray hem kımıldatılabilir, hem de çok dayanıklı olur.




Modern Vitraylar

1920'lerden bu yana daha yalın bir vitray anlayışı ortaya çıktı. Notre-Dame du Raincy Kilisesi'nde Auguste Perret «oyuk duvarlar» yarattı, Maurice Denis buralara Ortaçağ'ınkiler kadar göz kamaştırıcı vitraylar yerleştirdi. Chagall, Leger ve Bazaine gibi ressamlar da buna benzer vitraylar yaptılar, ister figüratif, ister soyut olsun vitraylar modern mimarîye uydurulmakta ve doğrudan doğruya betonarme içine yerleştirilmektedir.

Boyaların Sırrı

Cam hamuruyla oksidin karışımı, istenilen renge göre çeşitlendirilir. Bakır dioksitle yeşil, mangan dioksitle erguvan, çok ince bakır tozlarıyla kırmızı, bakır karbonatla mavi, kobalt oksitle lâcivert cam elde edilir. Ortaçağ'da kırmızı fonlar, mihraba göre güneşe bakan güney tarafa yerleştirilirdi; kuzey tarafa konan mavi fonlar da en geçirgen yarı saydam camların geçirebildiği kadar aydınlık sağlardı. Bununla birlikte hiç kimse rahip Suger'in yaptırdığı Saint-Denis'deki mavi camlarda Chartres'daki mavi camların sırrını çözememiştir.










Resim yeniden boyutlandırıldı. Asıl boyutlarında görmek için buraya tıklayınız. Asıl boyutlar : 846x1400 and weights 220KB.



www.artvitray.net.tc

0 yorum: